5 Cipriano Castro Hükümeti'nin Özellikleri

Cipriano Castro hükümetinin bazı özellikleri iktidardaki kişiselliği ve zalim niteliği, birkaç ülkeyle karşılaştığı sorunlar ya da ülkesinin ekonomik gücünün bir parçası ile olan kötü ilişkileridir.

Bu son nokta, kamu müdahalelerinin milliyetçiliğinin dozunu yükselterek karşılaştığı ülkedeki dış müdahale ile ilgilidir.

Cipriano Castro, 1899 ve 1908 yılları arasında Venezüella devlet başkanlığı yaptı. İlk başta bir iç savaştan sonra ve 1901'den itibaren anayasal bir yönetici olarak iktidara geldi.

Her durumda, görev süresini artırmak ve tüm gücünün kişisine düşmesi için birkaç yasal değişiklik yapmakla suçlanıyor.

Cipriano Castro Hükümeti: 5 karakteristik

1- Otoriter hükümet

Hükümete ulaşmanın yolu, Ignacio Andrade'nin destekçileri ile karşılaştığı bir iç savaştan sonra veya kişiliği için, bazı bilginlerin kaprisli ve despotik olarak nitelendirdiği, Cipriano Castro başkanlığının bir dönem olduğu sivil haklara çok saygı duyulduğunu söyledi.

Birçok kamu özgürlüğünü bastıran çok kişisel bir yönetici idi. Yeniden seçilmek için Anayasa'nın reformunda da şüphe etmedi. Ayrıca, ülke ekonomisini kendi şirketleri gibi taşımakla suçlandı.

2- İdare ve bölgesel yapılanmada değişiklik

Castro, "yeni adamlar, yeni fikirler ve yeni prosedürler" sloganıyla, seleflerinin yarattığı tüm idari yapıyı değiştirdi. Bununla birlikte, birçok durumda, basitçe, basit bir mezhep değişikliği oldu.

3- İç isyanlar

Cipriano Castro hükümetine iç muhalefet, onu iktidardan uzaklaştırmak için bir dizi girişimle sonuçlandı.

Bu bağlamda, Başkanın kendisini yıkmaya çalışmak için sağlık nedenlerinden yoksunluğundan yararlanan “Kurtuluş Devrimi” (1901-1903) veya “La Conjura” (1907) olarak bilinen komplodan söz edebiliriz.

4- Dış borç

Ülkenin ekonomik durumunun, Castro iktidara geldiğinde çok güvencesiz olduğu doğru olsa da, hükümetin ilk yıllarında durumu yönlendirmekte başarısız oldu.

Bu, 1900 yılında dış borcun 190 milyon Bolivar'a ulaşmasına neden olur. Ülkenin en önemli ürünü olan kahve fiyatlarındaki düşüş, bu borcun ödenmesinin askıya alınması gerektiği anlamına geliyor.

5- Yabancı güçlerle çatışma

Sadece borçlarını tahsil etmekle kalmayıp, aynı zamanda Kurtuluş Devrimi sırasında çıkarlarına verilen zararı telafi etmek için alacaklıların bir kısmı daha da belirginleşiyor.

Mesela İngiltere ve Almanya, Venezüella kıyılarını 1902 yılının Aralık ayında yelkenli teknelerle engellemeye devam ediyor. İtalya gibi diğer ülkeler de yakında katılıyor.

Son olarak, bu ablukaya katılmadıkları halde, Fransa, Hollanda, Belçika, ABD, İspanya ve Meksika iddialarının dikkate alınmasını istiyor.

Bu kriz, sözde Washington Protokolü imzalandığında 1903 yılında sona ermektedir. Bu belge sayesinde, Venezuela borcunu ödemeye kararlıdır.