15 Fiziksel ve psikolojik stresin sonuçları

Stresin sonuçları fiziksel, psikolojik olabilir ve hatta bir çiftin ve ailenin yaşamını bile etkileyebilir. Stres, şu andaki toplumumuzdaki en yaygın psikolojik sorunlardan biridir.

Amerikan Stres Enstitüsü'nün 2014 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Amerikan nüfusunun% 70'inden fazlası hem fiziksel hem de zihinsel olarak bununla ilgili sık sık rahatsızlık yaşamaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü stresin modern bir salgın haline geldiği konusunda uyarıyor. Zamanında stresli olmak endişe etmek zorunda olmasa da, bu duyguyu sürekli hissetmek vücudumuzda ve beynimizde son derece olumsuz bir etkiye sahiptir.

Stresin olası sonuçları sayısız olsa da, bu makalede en yaygın olanlardan bazılarını tartışacağız. Birçoğuyla özdeşleşmiş hissediyorsanız, bir uzmandan yardım istemeniz, daha fazla refah elde etmenize yardımcı olabilir.

1- Savunma inişi

Birçok çalışma, uzun süre yüksek stres durumunda olmanın bağışıklık sistemimizi çok olumsuz etkilediğini öne sürüyor. Bu psikolojik sorundan muzdarip olduğumuzda, savunmamız azalır ve bu nedenle vücut her türlü hastalığa maruz kalmaya daha yatkındır.

Aynı zamanda, bu sistem zayıfladığından, herhangi bir hastalıktan muzdarip olmamız durumunda, ondan kurtulmamız gereken zaman çok daha uzun olacaktır.

2- Kas gerginliğinde artış

Kronik stres vücudu sabit bir mücadele veya uçuş durumuna sokar. Bu nedenle, tüm kaslar normalden daha gergindir, sanki yakın bir tehlikeyle yüzleşmeye hazırdık.

Sorun, kaslarımızın çok uzun bir süre bu şekilde gergin kalacak şekilde tasarlanmamış olmalarıdır. Bu nedenle, kronik stres her türlü acıyı verebilir. En sık kullanılanlardan bazıları sırt, boyun veya kafadır.

3- Artan duygudurum bozukluğu olasılığı

Stresin endişe ile çok yakın bir ilişkisi vardır. İlk problemden kronik olarak muzdarip olan insanlar, panik ataklar, obsesif-kompulsif bozukluk veya yaygın kaygı gibi daha ciddi bir psikolojik bozukluk geliştirme olasılığı daha yüksektir.

Aynı zamanda, birçok durumda kronik stresin bir depresyon sorunu ile sonuçlandığı kanıtlanmıştır. Bu, özellikle onları bu rahatsızlığa karşı daha savunmasız kılan belirli kişilik özelliklerine sahip bireyler için geçerlidir.

4- Uykusuzluk

Stresten etkilenen ilk vücut fonksiyonlarından biri uyku. Bu kronik problemi olan insanlar uykuya dalmakta daha fazla zorluk çekmekle kalmaz, uyanmak için daha zor bulurlar ve saatlerce yatakta olsalar bile daha yorgun hissederler.

Bunun olmasının ana nedenlerinden biri, stresin vücudun hormonal sistemine müdahale etmesidir. Uyumak için melatonin diye bilinen bir madde üretmemiz gerekiyor; Fakat strese girdiğimizde kortizol seviyemiz (bu hormonun bir antagonisti) normalden çok daha yüksek.

Ne yazık ki, uyku eksikliği hormonal sistemimizi daha fazla değiştirme eğilimindedir ve diğer belirtileri kötüleştirmektedir. Sorun çözülmezse, kişi bazen ciddi bir duruma yol açabilecek kısır bir çevreye girebilir.

5- Kardiyovasküler hastalık riski daha yüksektir

Stres halindeyken, vücudumuz yakın bir tehlike ile karşı karşıya kalması gerektiğine inanmaktadır. Bu nedenle dolaşım sistemimiz gereğinden fazla aktive oluyor ve kan basıncında artış ve dakikada daha fazla kalp atışı gibi semptomlar oluşuyor.

Bu iki semptom, yeterince uzun bir süre ortaya çıktıklarında, kardiyovasküler hastalık riskini büyük ölçüde arttırır.

6- Beslenmede sorunlar

Strese maruz kalan insanlar genellikle iştahlarında ciddi değişikliklerle karşılaşırlar. Ya normalden çok daha az açlar ya da yiyecek alımlarını büyük oranda artırıyorlar. Bu nedenle sağlığınız uzun vadede acı çekebilir.

Bu yeterli olmamış gibi, stres ayrıca sindirim sistemini doğrudan etkiler. Vücudumuz, tükettiğimiz gıdalardan besinleri çıkarmada daha az verimli hale gelir; Stresli bir kişinin mide ağrıları veya ağır yeme gibi rahatsızlıklar hissetmesi normaldir.

7- Kan şekeri artışı

Uzun süreli stres dönemlerinin karaciğerin kan dolaşımına daha fazla miktarda glikoz salgılamasına neden olabileceği gösterilmiştir. Bu, sağlık için çok tehlikelidir, çünkü tip II diyabet hastası olma olasılığını arttırır.

Ek olarak, kandaki glikozdaki artış iştahı azaltabilir, obezite veya kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir, vücudun hormonal dengesini değiştirebilir ve kişinin normalden çok daha az enerji hissetmesine neden olabilir.

8- testosteron kaybı

Görüldüğü gibi, kronik strese maruz kaldığımızda vücudumuz hormonal dengemizi değiştiren kortizol adı verilen bir madde salgılıyor. Bu süreçten en çok etkilenenlerden biri, hem fiziksel hem de zihinsel olarak her türlü olumlu etkiye sahip erkeklik hormonu olan testosterondur.

Bir erkeğin testosteron düzeyleri düşük olduğunda, depresyondan daha fazla muzdarip olması, kas kütlesini kaybetme ve yağ kazanma eğiliminde olması, daha az enerji hissetmesi ve konsantrasyon ve dikkat eksikliği gibi her türlü psikolojik sorunla karşı karşıya kalması daha olasıdır.

9- Cinsel sorunlar

Kendimizi stres anlarında bulduğumuz "kavga ya da uçma" durumu, cinsel tepki ile tamamen uyuşmuyor.

Heyecan hissetmek veya ilişkileri sürdürmek için rahatlamamız ve anı yaşamamız gerekir; stresli olduğumuzda çok zorlaşan iki şey.

Bu nedenle, bu psikolojik sorunun cinsiyet yaşamımız üzerinde çok olumsuz sonuçları var. Sadece libidimizi düşürmekle kalmaz, aynı zamanda erektil disfonksiyona veya erkeklerde boşalma eksikliğine, kadınlarda heyecanlanma veya yağlanmaya ve kısırlık veya periyot kaybı gibi daha ciddi sorunlara neden olabilir.

10- Cilt problemleri

Stres aynı zamanda cildimizin sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Zamanında strese girdiğimizde, sivilce, yağlı veya kuru cilt veya egzama gibi sorunlardan muzdarip olmak çok yaygındır.

Öte yandan, kronik stres daha ciddi ve can sıkıcı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. En sık görülenlerden biri, sedef hastalığıdır, kolay tedavi görmeyen çok hoş olmayan bir cilt hastalığıdır.

11- Saç dökülmesi

Saç, vücudun hayatta kalması için daha az gerekli olan parçalardan biridir ve bu nedenle organizmamız gerçek veya algılanan bir tehdit durumundayken onu atma eğilimindedir. Kronik stres durumunda, bu çok yüksek seviyelerde saç dökülmesi anlamına gelebilir.

Sorun şu ki, stres altındayken dökülen saçların bunu kalıcı olarak yapabilmesi; yani ruh halimizi iyileştirsek bile, kaybettiğimiz saçlar tekrar uzamayacaktır.

12- Fiziksel formun kötüleştirilmesi

Görüldüğü gibi, stres testosteron ve vücut için önemli olan diğer hormonların üretimine müdahale eder.

Aynı zamanda, kan şekeri seviyesini yükseltir ve yakın gelecekte ciddi bir tehditle karşı karşıya kalması durumunda vücudumuzu "enerji tasarrufu" durumuna geçirir.

Bütün bunlar fiziksel durumumuzun ciddiye daha kötüye gitmesine katkıda bulunuyor. Stresli olduğumuzda, özellikle kalça ve bel bölgesinde, kas kütlesini kaybetme ve çok daha fazla yağ biriktirme eğilimindeyiz. Bu karın yağları, sağlığımız için en tehlikelilerden biri, en bertaraf edilmesi en zorlarından biri.

13- Konsantrasyon problemleri

Stresli olduğumuzda, dikkatimizi tek bir teşvik üzerinde yoğunlaştırmak çok daha zor. Bunun nedeni, sempatik sinir sistemimizin aktif hale gelmesidir, bu da bizi çevremizdeki her şeyden haberdar etmemize ve uyarmamıza neden olur.

Ayrıca, uyku eksikliği, zayıf beslenme ve düşük testosteron da konsantre olmamızı zorlaştırmaktadır. Tüm bunlar, örneğin verimliliğimizin azaldığını veya hafıza sorunlarımız olduğunu göstermektedir.

14- Tiklerin ortaya çıkışı

Strese girdiğimizde tüm vücudun kasları aşırı geriliyor. Bazı insanlar için bunun tek sonucu fiziksel yorgunluk ve kas ağrılarıdır; fakat diğerleri için, her türlü tikanın ortaya çıkması anlamına gelebilir.

Bu nedenle, kronik strese sahip birçok birey, kontrol edilemeyen hareketlere veya sıklıkla oluşan spazmalara sahiptir. Bunun sonuçları genellikle ciddi değildir, ancak öyle olsa bile, acı çekenlerin özgüvenini olumsuz yönde etkileyebilir.

15- Saldırganlık ve kötü ruh hali

Son olarak, duygudurum bozukluğu olmayan durumlarda bile, stresli insanlar sık ​​sık çok olumsuz duygular hissetme eğilimindedir.

Bu nedenle, normalden daha az sabra sahip olma eğilimindedirler ve böyle bir sebepleri olmasa bile çabucak kızarlar.

Bu, kronik stresden etkilenenlerin, çevrelerinden izole edilmiş hissetmelerine neden olabilecek kişisel ilişkileri üzerinde çok olumsuz bir etkiye sahip olma eğilimindedir.